top of page

Babamın Sohbetinden Hatıra: İkinci Dünya Savaşı Yokluk yıllarında Tarhana Çorbası

  • Yazarın fotoğrafı: MÜNÜR ŞENAY
    MÜNÜR ŞENAY
  • 3 gün önce
  • 3 dakikada okunur

Güncelleme tarihi: 3 gün önce


Hazırlayan:Münür Şenay


Bu makale, sadece tarih sayfalarından damıtılmış bilgileri değil, aynı zamanda babam Hüseyin Şenay'ın neslinden gelen, sıcak bir anı ve yaşanmışlık kokan bir gerçeği temel alarak hazırlanmıştır: Türk milletinin, İkinci Dünya Savaşı'nın (1939-1945) kıtlık ve zorluk günlerini atlatmasında, milli çorbamız tarhananın oynadığı hayatî rol.

I- Anılarla Başlayan Giriş: Bir Kuşağın Ortak Hatırası

“Babam, Hüseyin Şenay o yılları anlatırken hep aynı cümleyi kurardı: ‘O günleri, hepimiz tarhana çorbası içerek atlattık. Başka bir şey yoktu ki... Tarhana, hem karnımızı doyurdu, hem de bizi ayakta tuttu.’”

Bu sözler, İkinci Dünya Savaşı yıllarını yaşamış bir kuşağın Türkiye’deki ortak tecrübesinin özüdür. Türkiye, savaşa doğrudan girmese de, tüm kaynaklarını askeri hazırlığa yönlendirmek zorunda kalmış, bu da büyük bir ekonomik kriz, gıda kıtlığı ve karne uygulaması dönemini başlatmıştır. İşte bu karanlık yıllarda, Anadolu mutfağının baş tacı tarhana, milyonlarca insanın sığınağı ve en büyük güvencesi olmuştur.

II- İkinci Dünya Savaşında Türkiye'de Kıtlık Manzarası

1940'lı yıllar, Türkiye için "yokluk yılları" olarak anılır. Temel gıda maddeleri karneye bağlanmış, şeker, yağ ve ekmek gibi zorunlu ihtiyaçlara ulaşım zorlaşmıştı. Şehirlerde ve köylerde insanlar, kışa girerken ne yiyeceklerinin endişesiyle yaşıyordu. İşte tam bu noktada, tarhananın stratejik üstünlüğü ortaya çıktı.

A. Erzak Deposu Olarak Tarhana

  • Karne Dışı Güven: Ekmeklik unun karneyle, ölçülü dağıtıldığı bir dönemde, tarhana; ailelerin yazın kendi elleriyle ürettiği, karneye tabi olmayan, güvenilir bir gıda stoğuydu. Yazın bol ve ucuz olan sebzeler (domates, biber) ve yoğurt kullanılarak hazırlanması, kışın maliyeti neredeyse sıfırlıyordu.

  • Hacim ve Tokluk: Bir kilogram tarhana, kuru yapısı sayesinde çok yoğun besin içerir ve sadece su ile birleştiğinde büyük bir tencere dolusu çorbaya dönüşürdü. Bu, kıtlık bütçesinde en yüksek doyuruculuğu sağlayan yiyecekti.

  • Uzun Süreli Saklama: Güneşte kurutulmuş ve fermente edilmiş yapısı sayesinde tarhana, küflenme veya bozulma riski olmadan, özel bir soğutmaya ihtiyaç duymadan yıllarca saklanabilirdi.

B. Mutfakta Tasarruf ve Bereket Sembolü

Tarhana, mutfaklarda kanaatkârlığın ve bereketin sembolüydü. Azıcık kuru tarhana, su, belki bir miktar salça ve evde ne varsa (biraz kuru nane, tereyağı veya yağ) birleştiğinde, bir aileyi doyuracak sıcak bir ana öğün oluyordu.

Tarihsel Not: Babam Hüseyin Şenay'ın anlattığı bu dönemde, sofraların en lüks yemeği dahi, etsiz ve sade bir tarhana çorbası olabilirdi. Bu çorba, sadece besin değil, aynı zamanda aile bireylerinin bir araya gelmesini sağlayan sıcak bir ritüeldi.

III- Bilimsel Şifa: Bir Beslenme Programı Olarak Tarhana

İkinci Dünya Savaşı'nda yaşanan yetersiz ve dengesiz beslenme, halk sağlığını tehdit ediyordu. Tarhananın geleneksel yapısı, halkı hastalıklara ve zayıflığa karşı koruyan en önemli faktördü.

  • Bağışıklık ve Probiyotikler: Tarhananın mayalanma (fermantasyon) süreciyle oluşan laktik asit bakterileri, bağırsak sağlığını desteklerdi. Zorlu yaşam koşulları ve hijyen eksikliği nedeniyle yaygınlaşan sindirim sistemi sorunlarına karşı doğal bir koruma sağlıyordu.

  • Tam Besin Dengesi: Tahıl (karbonhidrat, lif) ve yoğurt (protein, kalsiyum, B vitaminleri) kombinasyonu, tek bir öğünde temel makro besin gruplarını sağlıyordu. Kıtlık yıllarında bu, halkın günlük enerji ihtiyacını karşılaması açısından paha biçilmezdi.

IV- Milli Dayanışmanın Sıcak Kaşığı

Babam Hüseyin Şenay'ın bahsettiği gibi " yokluk yıllarını herkesin tarhana çorbası yiyerek atlatması," tarhananın sadece bir gıda değil, milli birleştirici bir unsur olduğunu gösterir.

  • Eşitlikçi Sofra: Zengininden fakirine, köylüsünden şehirli memuruna kadar herkes, kışın tarhana çorbasına muhtaçtı. Bu durum, yokluk karşısında milletçe birleşme ve kader birliği ruhunu pekiştirdi.

  • Komşuluk Hukuku: Yaz aylarında fazla tarhana yapan aileler, kışın zorda kalan komşularına bu kıymetli stoğu paylaşırdı. Bu, Türk milletinin zor günlerdeki dayanışma ve "dar hane" kültürünün en somut örneğiydi.

V- Sonuç: Tarhana, Bir Anı ve Bir Kimlik

Tarhana çorbası, modern gıda teknolojilerinin olmadığı o zorlu savaş ve kıtlık yıllarında, Türk milletinin fiziksel ve psikolojik direncini koruyan bir kalkan olmuştur. Babamın anlattığı gibi, bir kuşağın ortak deneyimi; tarhananın sadece kültürel bir miras değil, aynı zamanda tarihî bir kurtarıcı olduğunu kanıtlar., bir kase sıcak tarhana çorbası geçmişin zorluklarını atlatan, geleceğe umut taşıyan bir milletin simgesidir.

 
 
 

Son Yazılar

Hepsini Gör
Noter Güvenli Ödeme Sistemi (GÖS)

🚗 Noter Güvenli Ödeme Sistemi (GÖS) 2023’ten beri tüm noterlere entegre edilen bu sistem, araç satarken veya alırken paranın güvenli şekilde el değiştirmesini  sağlar. ✅ Noter Güvenli Ödeme Sistemi N

 
 
 

Yorumlar


bottom of page