top of page

Sessizlik ve Az Konuşmanın Bilgeliği

  • Yazarın fotoğrafı: MÜNÜR ŞENAY
    MÜNÜR ŞENAY
  • 15 Eki
  • 3 dakikada okunur

Sessizlik ve Az Konuşmanın Bilgeliği

“Konuşmadan önce düşün; bazen sessizlik en güçlü cevaptır.” — Euripides

İnsanoğlu, var olduğu günden bu yana iletişimin gücüne hayran kalmıştır. Ancak bilgelik tarihi bize gösterir ki, hakikî güç konuşmada değil, konuşmanın zamanını ve ölçüsünü bilmektedir. Sessizlik; sadece sözsüzlük değil, düşüncenin, farkındalığın ve içsel derinliğin alanıdır. Az konuşmak ise, sözü değere dönüştürmenin sanatıdır.

1. Sessizliğin Felsefî Derinliği

Antik çağlardan bu yana birçok bilge, sessizliği bir erdem olarak görmüştür.Pisagor, öğrencilerine yıllarca “sessizlik disiplini” uygulatırdı. Ona göre, “Sessizlik, ruhun kendi içini duymasını sağlar.” Çünkü insan, sürekli konuştuğunda başkalarını duymadığı gibi, kendi düşüncelerinin de yankısını işitemez.

Konfüçyüs ise sessizliği ölçülülük erdemiyle ilişkilendirir:

“Bilge insan konuşmadan önce düşünür, düşünmeden konuşmaz.”

Bu bakış açısına göre sessizlik, tembellik değil, olgunlaşmış bir farkındalıktır. Kişi susarak sadece başkalarını değil, kendi doğasını da gözlemler.

2. Az Konuşmanın Gücü: Sözü Değere Dönüştürmek

Az konuşmak, az bilgiye değil, yoğun düşünceye işaret eder.Sokrates “Konuş ki seni göreyim” derken, insanın sözüyle kimliğini ortaya koyduğunu anlatır. Ancak bu söz, her konuşmanın değerli olduğu anlamına gelmez. Az ve öz konuşmak, düşünceyi saflaştırmanın bir yoludur.

Marcus Aurelius, Kendime Düşünceler adlı eserinde şöyle yazar:

“Eğer konuşacaksan, yalnızca zorunlu olanı söyle. Ama kısa, açık ve ölçülü ol.”

Stoacı düşüncede söz, eylemin kardeşidir. Gereksiz konuşma, enerjiyi dağıtır; öz konuşma ise zihni toplar. Gerçek bilge, sözü ancak eyleme yöneltiyorsa söyler.

3. Doğu Bilgeliğinde Sessizlik

Doğu düşüncesinde sessizlik, bilincin en yüksek hâlidir.Lao Tzu, Tao Te Ching’de der ki:

“Bilen kişi konuşmaz; konuşan kişi bilmez.”

Bu cümle, bilginin kelimelerle değil, halle aktarıldığını anlatır. Sessizlik burada bir eylemsizlik değil, “varoluşun dili”dir.Zen Budizmi’nde de benzer bir anlayış vardır: Gerçek aydınlanma, kelimelerle değil, sözsüz bir farkındalıkla tecrübe edilir. Sessizlik, zihnin berraklaşmasını sağlar; insanın egosunu susturur, hakikate alan açar.

4. Batı Bilgeliğinde Sessizlik: Düşüncenin Disiplini

Batılı düşünürler de sessizliği üretken bir zihin aracı olarak görmüşlerdir.Blaise Pascal, ünlü ifadesinde insanın kendisinden kaçtığını şöyle özetler:

“İnsanın bütün mutsuzluğu, tek başına sessizce bir odada oturamamasından kaynaklanır.”

Bu söz, sessizliğin sadece dış dünyadan çekilmek değil, kendinle yüzleşebilme cesareti olduğunu gösterir.Nietzsche de sessizliğe değer verir:

“Gürültü, modern insanın düşünme yetisini öldürür.”

Bugün teknolojik çağda, sürekli konuşmak, paylaşmak ve ifade etmek bir zorunluluk hâline geldi. Oysa bilgelik, söylememeyi bilmekle başlar.

5. Sessizliğin Ruhsal Boyutu

Sessizlik, sadece ahlaki veya entelektüel bir tutum değildir; aynı zamanda ruhsal bir deneyimdir.Hz. Mevlânâ, “Sessizliğim, kelimelerimden daha çok şey söyler” derken, içsel sessizliğin Tanrı ile irtibat kurmanın yolu olduğunu anlatır.Hz. Ali de şöyle buyurur:

“İnsan, diliyle değil, suskunluğuyla sınanır.”

Sessizlik burada bir teslimiyet, bir tevekkül hâlidir. İnsan konuşmayı bıraktığında, kalbi konuşmaya başlar.

6. Modern Dünyada Sessizliğin Kayboluşu

Günümüzde sessizlik bir eksiklik gibi görülüyor. Gürültü, kalabalık ve sürekli iletişim, modern insanı yoran görünmez bir yük hâline geldi.Ancak psikoloji alanında yapılan araştırmalar, sessizliğin zihinsel berraklığı artırdığını, stresi azalttığını ve odaklanmayı güçlendirdiğini göstermektedir.Yani sessizlik, sadece felsefî değil, biyolojik bir ihtiyaçtır.

7. Az Konuşmanın Sanatı: Pratik Bilgelik

Az konuşmak bir yetenek değil, bir disiplindir.İşte bilgelik geleneğinden süzülen birkaç pratik öğüt:

  • Konuşmadan önce üç kez düşün: Söyleyeceğin doğru mu, gerekli mi, faydalı mı?

  • Sözün öz olsun: Uzun konuşma, anlamı seyreltebilir.

  • Sessizliği koru: Gereksiz ses, içsel huzuru bozar.

  • Dinlemeyi öğren: Bilgeliğin ilk adımı, anlamadan önce dinlemektir.

Sonuç: Sessizlik, Bilgeliğin Sesi

Sessizlik, korkaklığın değil, güçlü bir benliğin ifadesidir. Az konuşmak, iç dünyası zengin insanların tercihidir. Çünkü onlar bilirler ki,

“Söz gümüşse, sessizlik altındır.”

Gerçek bilgelik, çok konuşmakta değil, doğru zamanda, doğru kelimeleri seçebilmekte saklıdır.Sessizlik, insanı olgunlaştırır; kelimeleri arıtıp anlamı kristalleştirir.Az ve öz konuşan insan, sadece sözüyle değil, varlığıyla da etkiler.

 
 
 

Son Yazılar

Hepsini Gör

Yorumlar


bottom of page